5 Eylül 2011 Pazartesi

                                                BACK TO BLUE
  

    Denizin beni olduğum gibi kabuletmesini ve beni  içine hapsederek taşımasını seviyorum . Sonrasında ise   sadece rüzgarın saçımı okşayışını hissetmek istiyorum . Elimdeki poşeti yem zanneden martıları kandırmak hoşuma gidiyor , etrafımda dönmeleri ve bana bağırmaları . 

Bana bazen kendimi hatırlatıyorlar .

  Benim yerimde Hayat duruyordu elinde kocaman süslü bir paket ile biz ise yani insanlar dış görünüşüne aldanarak o paketin etrafında o kadar heycanlı ve ümitli bir şekilde dönüyorduk ki bu saf ve ümitlere aç halimiz Hayatı eğlendiriyordu. Ve pakette hiçbirimize göre birşey yoktu.Ümitsizlik .

  O poşette benim geçmiş var. Poşeti açıp içindekileri denize atıp martıların yemesini izlemek istiyordum. 
Fakat yapamıyordum sanki yaşadığım her şey poşete bir ayrı bir düğüm atmıştı. Açamıyordum. 
Sanki o düğümler benimde dağılmamı önlüyordu,yani yaşadıklarım-geçmişim ne kadar sorunlar karşısında zorlansamda onlara yaşanmışlığımla bende zorluyordum tıpkı o düğümlerin beni zorlayışı gibi.

Hayır! Bende Hayat gibi martıları kandırmayacaktım . Belki paketin içinde no olduğunu görmeyişleri ümitzilikten ve kandırılmakatn daha iyidir.

Ve hayır! Bence geçmiş unutulmamalı . Ne kadar kötü olsada yada ne kadar kötü insanlar geçmişimizde yer etmiş olsada. Onlar da en az geçmişimizdeki iyi şeyler ve iyi insanlar kadar hatırlanmalı . Çünkü her biri bize ayrı bir deneyim katar ...


            Poşetimi sımsıkı elimde tutup birlikte denize atlyacağım  , üstümüzden uçan martıları dinleyip karşı kıyıya varınca düğümlerimi sayacağım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder