Denizin beni olduğum gibi kabuletmesini ve beni içine hapsederek taşımasını seviyorum . Sonrasında ise sadece rüzgarın saçımı okşayışını hissetmek istiyorum . Elimdeki poşeti yem zanneden martıları kandırmak hoşuma gidiyor , etrafımda dönmeleri ve bana bağırmaları .
Bana bazen kendimi hatırlatıyorlar .
Benim yerimde Hayat duruyordu elinde kocaman süslü bir paket ile biz ise yani insanlar dış görünüşüne aldanarak o paketin etrafında o kadar heycanlı ve ümitli bir şekilde dönüyorduk ki bu saf ve ümitlere aç halimiz Hayatı eğlendiriyordu. Ve pakette hiçbirimize göre birşey yoktu.Ümitsizlik .
O poşette benim geçmiş var. Poşeti açıp içindekileri denize atıp martıların yemesini izlemek istiyordum.
Fakat yapamıyordum sanki yaşadığım her şey poşete bir ayrı bir düğüm atmıştı. Açamıyordum.
Sanki o düğümler benimde dağılmamı önlüyordu,yani yaşadıklarım-geçmişim ne kadar sorunlar karşısında zorlansamda onlara yaşanmışlığımla bende zorluyordum tıpkı o düğümlerin beni zorlayışı gibi.
Hayır! Bende Hayat gibi martıları kandırmayacaktım . Belki paketin içinde no olduğunu görmeyişleri ümitzilikten ve kandırılmakatn daha iyidir.
Ve hayır! Bence geçmiş unutulmamalı . Ne kadar kötü olsada yada ne kadar kötü insanlar geçmişimizde yer etmiş olsada. Onlar da en az geçmişimizdeki iyi şeyler ve iyi insanlar kadar hatırlanmalı . Çünkü her biri bize ayrı bir deneyim katar ...